Bu balon patlar: Deniz zehir, karadaki hukuksuzluk

Foto: Shutterstock.com

Türkiye kıyılarında son yıllarda giderek daha sık karşılaştığımız, balıkçıların korkulu rüyası haline gelen bir tür var: Balon balığı (Lagocephalus sceleratus). Aslen Hint-Pasifik kökenli olan bu tür, Lessepsiyen göç yoluyla Süveyş Kanalı üzerinden Akdeniz’e, oradan da Ege’ye kadar yayıldı.

İlk bakışta sıradışı, hatta sevimli görünen bu balık, aslında denizlerimizdeki ekolojik dengeye ve geçimini sudan sağlayan binlerce insanın yaşamına ciddi zararlar veriyor. Ama meselenin yalnızca biyolojik olmadığını da görüyoruz. Çünkü bu “şişme” refleksiyle kendini savunan, içerdiği toksinle öldürücü olan balık, bir başka “balon”un da güçlü bir metaforuna dönüşüyor: Hukuksuzlukla şişirilen dava dosyaları, medya sansürü ve sistematik adaletsizlik…

Zehirli Bir İstilacı: Balon Balığı

Lagocephalus sceleratus, Tetraodontidae familyasına ait bir balıktır. En belirgin özelliği, tehdit hissettiğinde hızla şişerek kendini büyük göstermesidir. Bu savunma mekanizması, aslında doğal yırtıcılardan korunmak için geliştirilmiştir. Ancak onun asıl tehlikesi bu değil; vücudu tetrodotoksin adı verilen güçlü bir sinir zehriyle kaplıdır. Sadece bir gramı bile insan için ölümcüldür. Bu nedenle avlanması, tüketilmesi ve satışı Türkiye’de yasaktır. Fakat yasak, tehdidin önüne geçemiyor.

Balon balığı, ekonomik olarak da zararlıdır. Balıkçıların ağlarını parçalar, yakalanan balıkların bedenlerine zarar verir, bazı bölgelerde balıkçıların av sezonlarını erken kapatmalarına bile neden olur. Türkiye kıyılarındaki biyoçeşitliliği bozar, yerli türleri baskılayarak deniz ekosistemini zayıflatır.

Hukuksuzluğun Şişen Balonu

Peki ya toplumun adalet duygusuna verilen zarar? Yıllardır gazetecilik mesleğini sürdüren, araştıran, yazan isimler var. Ancak yazdıkları kadar, yazdıkları nedeniyle defalarca yargılanmasıyla da gündemdeler. Hakkındaki davalar, çoğu zaman hukuk çerçevesinden çok siyasi hesaplaşmaların izdüşümü gibi görünüyor. Her yeni dava, kamuoyunda bir başka infial yaratıyor. Her dava dosyası, biraz daha şişiyor. Ve tıpkı balon balığının savunma refleksi gibi, bu sistem de kendini büyüterek korku salmayı deniyor.

Ama bir farkla: Balon balığı doğanın bir parçası; hukuksuzluk ise insan eliyle şekillenen bir çarpıklık. Bu balon şiştikçe toplumda biriken öfke, hayal kırıklığı ve adalet açlığı da büyüyor. Gazeteci Barış Pehlivan’ın uzun süredir maruz kaldığı davalar zinciri, işte tam bu noktada balon balığıyla beklenmedik ama çarpıcı bir ortak zeminde buluşuyor. Pehlivan’ın haklı isyanı da bu noktada yankı buluyor: “Bu balon patlar!”

İki Tehdidin Ortak Paydası: Yayılan Toksin

Birinin tetrodotoksini, diğerinin ise yargı sistemine enjekte edilen güvensizlik. Balon balığı denizlerin doğal yapısını bozar; hukuksuzluk ise toplumun temelini sarsar. Her ikisi de görünüşte “zararsız” olabilir; biri sıradan bir balık, diğeri sıradan bir dava dosyası gibi. Ama içerikleri ölümcüldür. Bir ekosistemi, bir diğeriyse demokrasiyi öldürebilir.

Bilim insanları balon balığını kontrol altına almak için yeni stratejiler geliştiriyor: Ödüllü avlama sistemleri, bilinçlendirme kampanyaları, yerli türlerin desteklenmesi. Peki ya hukuksuzluğu kontrol altına almak için ne yapacağız? Cevap, daha fazla şeffaflıkta, bağımsız yargıda ve sivil toplumun sesinde saklı.

Sonuç: Balonlar Patlar mı?

Doğanın da toplumun da bir sınırı var. Ne kadar şişerse şişsin, toksin ne kadar gizlenirse gizlensin, sonunda gerçek açığa çıkar. Denizlerin dengesini altüst eden balıkla, kamu vicdanını yaralayan dava dosyaları arasında görünmeyen ama hissedilen bir bağ var. Ve her iki durumda da kaçınılmaz sona işaret ediyoruz: Bu balon patlar.

Ama mesele balonun patlaması değil. Patladıktan sonra geriye ne kalacağı. Ekosistemi mi onaracağız, yoksa yargıyı mı? Belki de en doğrusu, ikisini aynı anda düşünmek. Çünkü hem denizler hem toplum, temizlenmeyi bekliyor.

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

İlk Siz Haberdar Olun!

Abone ol butonuna basarak, Gizlilik Politikası ve Kullanım Koşulları'nı okuduğunuzu ve kabul ettiğinizi onaylıyorsunuz.