Index: “Zihinsel köleleştirme kataloğu”

400 yılın üzerinde Avrupa topraklarında “kara liste”ye alındı 6 bin meşhur kitap. Kitap yakma ise gayet sıradan, etkili bir cezalandırma yöntemiydi. İlmi ve bilimsel kitaplara karşı oldukça sert duran Vatikan’ın Hitler’e ve Kavgam’a karşı duruşu ise tartışmaya değer. Opus Dei tarikatının ise halen bu listeyi güncellemesi ve Vatikan’dan biraz daha ileri giderek 60 bin 541 kitaba sakıncalı damgası vurması da bir başka şaşırtıcı durum.
Takvimler 20 Haziran 1949’u gösterdiğinde Buenos Aires’e 3 bin göçmeni taşıyan North King’in güvertesinde Nasyonal Sosyalistlerin en büyük suçlularından Dr. Josef Mengele de bulunuyordu. İtalya üzerinden Arjantin’e kaçan Mengele’nin cebinde Kızıl Haç’ın verdiği belgeler ve Helmut Gregor adına düzenlenmiş kimlik bulunuyordu. Kimlik bilgilerine göre İtalya doğumlu bir mekanikçiydi.

SEBAHATTİN ÇELEBİ

Umberto Eco’nun ölümsüz romanı Gül’ün Adı yasak bir kitaplıktan bahseder. Sadece belli kişilerin girebildiği ve eserlerin nerede ve nasıl istiflendiğini herkesin bilmediği bir kitaplıktan… Bu ilginç romanın kurgusunda Arap harflerinin şekillerinden dolayı hakarete varan ifadelerle Kur’an’dan da bahsedilir ve tabii ki yasaktır.

Ortaçağ Hristiyan toplumunda özellikle Katolik olmayan eserlere karşı ciddi bir karşı koyma söz konusuydu. Hristiyan öğretilerine ters ne kadar eser varsa, derhal İsa’nın yeryüzündeki temsilcisi kabul edilen Papalık tarafından yasaklanıyor ve yazarları “kafir” ilan ediliyordu. Hatta Vatikan, sürekli olarak güncellediği Index librorum prohibitorum / Yasak Kitaplar İndeksi ile 400 yılın üzerinde topluma okuyacağı kitapları dayatarak, toplumu şekillendirmeye çalıştı.

Kimler yoktu ki listede…

Karl May, Victor Hugo, Kopernik, Jean-Jacques Rousseau, Voltaire, Balzac, Luther, Kant, Sartre ve hatta Emile Zola bile. (Liborius.de, 2014) Vatikan’ın karanlık koridorları içinde, yaklaşık 6 bin kitabın özgürleşmesi için takvimlerin 1966 yılını göstermesi gerekiyordu.

Münsterli Teolog ve Kilise tarihçisi Hubert Wolf, kilisenin toplumun okumasını istemediği kitapları derlediği listeyi “zihinsel köleliştirme kataloğu” diye tanımlıyor. 15 kişilik ekip 5 milyon Euroluk bir bütçe ile Vatikan’ın karanlık dehlizlerinde gün ışığına çıkmayı bekleyen yaklaşık 6 bin kitabın envanterini çıkaran Wolf, yaklaşık 6 bin kadar kontrolcünün de 16. Yüzyıl ortasından 1966’ya kadar “literatür sapıklığı”na karşı Roma’da görevlendirildiğini aktarıyor. (Klawitter, 2012)

1455 yılında Alman Johann Gutenberg’in Mainz kentinde metal harflerle basım tekniğini geliştirmesi insanlık tarihinin en büyük devrimlerinden biri idi ve bu devrim ile büyük bir patlama yaşayan matbaa sektörü, Vatikan’ı ciddi anlamda korkutuyordu. Zira kontrol dışı basılan her eser, kilise otoritesini sarsacak tehlikeye sahipti.

Biilgi monopolü oluşturmanın tek yolunu sansürde gören Vatikan, zararlı ve kontrol dışı bilgiyi kontrol etmek için Index’i oluşturacaktı. Dünyaya, daha başka bir ifadeyle olup-biteni kilise penceresinden bakma yetkisini ve kontrolünü kaybetmek istemeyecekti Vatikan.

1515’de Vatikan’da toplanan 5. Lateryan Konsülü’nde, “Tanrının bir hediyesi olan baskı makinası sayesinde kitap okumak kolaylaşmıştır. Bir çok avantaj sağlamıştır.” denmişti.  Ancak bu büyük devrimin bütün bu kolaylıklarına rağmen, zararlı olabileceğine vurgu yapılıyor ve hatta “zehir karıştırılabileceği” de ifade ediliyordu.  Aynı dönemde satın aldığı Müslüman kölesi Afrikalı Leo vasıtasıyla İslam ve Kur’an hakkında bilgiler edinmeye çalışan Papa X. Leo’ya karşı reform çağrıları yapan Martin Luther, Vatikan’a meydan okuyor, “Tanrının mesajlarını sadece Vatikan’ın anlamlandırmasına ve yorumlamasına” itiraz ediyordu.

KUR’AN, TEVRAT HATTA İNCİL BİLE LİSTEYE GİRMİŞTİ

Gelişen baskı tekniğine karşı Vatikan önlem almaya başlayacak ve sansürün ilk adımları da böylelikle atılacaktı. Yasak Kitaplar Listesi insanların kendi başına üretmesini engellemeye dönüktü. Kur’an-ı Kerim’den Alchoranus Mahometis“ yani “Muhammed’in Kur’an’ı“ diye bahsedilirken, Talmut da yasaklı kitaplar arasında zikrediliyordu. Sadece Kur’an’la sınırlı kalmıyordu İslam dünyasından listeye alınan kitaplar… Listeye alınan ilginç İslami eserler de yok değildi.

Allah Musa Peygamber’e,  “Her iki ayakkabını da çıkar, çünkü sen kutsal bir vadidesin” diye sesleniyordu Taha Suresinde. Abu-l Kasım İbn Kasî adlı Endülüslü bir Mistikçi, Hal‘u’n-na’leyn fi’l-vusûl ilâ hazreti’l-cem’ayn adlı Muhyiddin İbn-i Arabi’nin de alıntılar yaptığı ve oldukça da etkilendiği bir kitap çıkardı. Kitap, Taha Suresi’nde geçen ayetten ilham alarak yazılmıştı. İbn Kasî, bu ayet-i kerimede geçen “ayakkabılarını/sandaletlerini çıkarmak” tabirini, kulun beden ile ilgili mefhumlardan arınarak Allah’ın huzurunda durma makamı için kullanmakta ve bu makama ulaşan kişinin, Tuva Vadisi’nde Hz. Musa’ya vaki olduğu gibi, ledünnî ilme sahip olabileceğini yazıyordu. Allah’ın isimleri ile ilgili de yorumlarda bulunan Abu-l Kasım İbn Kasî’nin bu eseri, içindeki derin ve karmaşık bilgileri nedeniyle çoğu kişi tarafından anlaşılır olmaktan uzaktı. Onun özellikle ilahi isimlerle ilgili görüşleri üzerinde fikir yürüten İbnü’l-Arabî’nin, El Kasî’den etkilendiği ve fikirlerini daha sonra geliştirdiği söylenebilir. (Çelebi, 1997)

Imam Şarani, “bu kitabın olağanüstü etki gücüne sahip, insan aklının ve anlayışının çok üzerinde bir eser olduğunu” ve herkesin bu kitabı doğru anlayamayabileceğini söylüyordu. Dolayısıyla Vatikan, Imam Şarani’nin kullandığı ve açtığı bütün alıntılar ışığında tavrını koyacak ve Allah’ın isimleri ile ilgili teorilerinden dolayı, kitabı yasaklı kitaplar listesine alacaktı. (Goldziher, 1920)

Daha da ilginci, listenin başında yer alan bir başka önemli kitap; Vatikan’ın varoluş sebebiydi belki:

İncil.

Evet, İncil de yasaklı kitaplar arasındaydı. Ancak başka halk dillerinde baskıları, özellikle de Almanca tercümeleri nedense tehlikeli bulunmuştu. Protestanlığı bir “veba” kabul eden Vatikan Engizisyonu, Martin Luther’e dair ne varsa savaş açacaktı ve İncil’in Almanca tercümesi yakılacaktı (Wolf, 2006). Oysa aynı yıllarda Protestan kitapları bir sel gibi yayılıyor ve inanılması güç bir hızla etkisini artırıyordu. Engizisyon Yasak Kitaplar Listesi’nin yeterli olmadığını görecek ve daha etkili bir sistem üzerinde çalışacaktı.

Roma’da büyük kilise kapılarına asılan duyurularla, listedeki kitapları okuyanların “günahkar” olacakları duyurulacak ve Papa adına bu kitapları okumamaları istenecekti (Wolf, 2006). Elinde bu kitapla görülenlerin işlerini kaybedecekleri bile ilan edilmişti.

Her bilgi kontrole tabi idi ve Vatikan’ın onayı olmadan duyurulması, yayılması istenmiyordu.

Yüzyıllarca süren bu yasakçı zihniyet 19. Yüzyıl başlarında biraz da komikleşmeye başlamıştı.

1852’de Amerika’da yayınlanan bir roman, Index heyeti toplantısında yasaklı kitaplar arasına alındı. Bu kitap, Amerikalı kadın Protestan yazar Harriet Beecher Stowe’nin kaleme aldığı “Tom Amcanın Kulübesi” adlı kitaptı. Afrikalı bir kölenin hikayesini anlatan kitap köleliğe karşı bir duruş sergiliyordu. Kitabın yasaklanması için Index heyeti kendilerince çok önemli sebepler bulmuştu: Yazar kadındı, Protestan’dı ve her şeyden önce özgürlükten bahsediyordu.  Oysa aynı yazar için Amerikan Başkanı Abraham Lincoln, iç savaş sırasında “Bu, büyük bir savaşı başlatan küçük bir bayan” ifadelerini kullanacaktı. Stowe, büyük yankılar uyandıran kitabında eski bir Amerikalı köle olan, Jasiah Henson adlı papazın anılarından yola çıkmıştı.  Köleliğe karşı olmasına rağmen, Vatikan’ın bu kitaba tavır alması düşündürücüydü.

YAMAN BİR ÇELİŞKİ: ADOLF HİTLER, MEIN KAMPF

Listede ilginç olan bir şey daha vardı. Köleliğe, ırkçılığa karşı olan Vatikan, nedense Hitler’in Mein Kampf / Kavgam adlı kitabını listeye almaya gerek görmemişti. Bunda Papa XI. Pius ile selefi Papa XII. Pius’un büyük rolü olmuştu.

1929 yılında Mussolini ile “dayanışma” anlaşması imzalayan Vatikan, Holacaust gibi büyük bir insanlık suçu karşısında sessiz kalmayı tercih etmişti nedense (Eisner, 2013). Avusturyalı Kardinal Theodor Innitzer, Führer’i Viyana’da Hitler selamı ile selamlayacaktı. Yahudiler nazarında Hitler ve Mussolini Hristiyan’dı. Doğuştan Roma katoliği olan bu iki kanlı lideri nedense kiliseleri aforoz etmemişti. Faşizmin liderleri bir tarafa, Nazilerin önde gelen hiçbir ismi, kiliseden atılmamıştı. Aslında Yahudiler için garip bir tarihin tekerrüründen ibaretti her şey: Papa II. Urban da 1095’te Haçlı seferi için çağrı yaptığında, Avrupa’daki bütün Yahudilerin öldürülmesini emretmişti. Ortaçağ Avrupa’sında en çok yakılan kitabın Tevrat olduğunu da hatırlatmakta fayda var.

“Hitler…” diyecekti daha sonra Papalık koltuğuna oturacak ve XII. Pius ismini alacak olan Kardinal Pacelli:

 “Hitler, dahi bir kışkırtıcı. Fakat devlet adamı olup olmadığını söylemek için henüz çok erken.”

Kardinal Pacelli böyle söylediği sıralarda, Alman Kilise ileri gelenleri, uzun zamandır Hitler’e karşı mesafeli duruyorlardı. Bunda Hitler’in Paganist izler taşıması büyük etkendi. Ancak Hitler’in iktidarı ele almasının hemen ardından, Alman büyükelçisi, Pacelli’ye oldukça sağlam bir güvence verecekti: “Yeni Kanzler, Kutsal Sandalye ile iyi ilişkiler kurmak istiyor” (Kertzer, 2014).

Ne yazık ki, II. Dünya Savaşı dönemindeki Papalık idaresi ile ilgili hiçbir bilgi ve belgeye ulaşılmaya izin verilmiyor. Bu nedenle bu karanlık dönemi ve Hitler’le ilişkileri ortaya çıkarmak şimdilik ne yazık ki imkansız.

DİN ADAMLARI ÇÖKÜŞ SONRASI NAZİLERİ KAÇIRDI

Takvimler 20 Haziran 1949’u gösterdiğinde Buenos Aires’e 3 bin göçmeni taşıyan North King’in güvertesinde Nasyonal Sosyalistlerin en büyük suçlularından Dr. Josef Mengele de bulunuyordu. İtalya üzerinden Arjantin’e kaçan Mengele’nin cebinde Kızıl Haç’ın verdiği belgeler ve Helmut Gregor adına düzenlenmiş kimlik bulunuyordu. Kimlik bilgilerine göre İtalya doğumlu bir mekanikçiydi. Güney Amerika’ya indikten sonra Arjantin makamlarından aldığı nüfus cüzdanı ile Alman firmalarının oradaki temsilciliğini yapacaktı. (jewishvirtuallibrary.org)

İlginçtir; bir süre sonra Mengele’ye ait var olan bütün evraklar bir anda yok alacaktı. Faşizmin bu eli kanlı katillerine yardım edenler; faşist arkadaşları yerine ilginç bir şekilde kilise temsilcileri olacaktı. Yazılı belgelerle sabit olduğuna göre, Hırvat Fransiskan Papazı Krunuoslav Draganoviç, savaş sonrası kurduğu özel bir ağ ile kaçacaklar için bir hat oluşturdu. En büyük destekçisi Avusturya Bischof’u (bizdeki müftülük makamı) Alois Hudal’ın yardımıyla, sahte pasaport temini, gemi biletleri ve gittikleri ülkede kuracakları kontaklar konularında Nazilere yardımcı oluyorlardı (Die Geheimakten der deutschen Geschichte, 2014).

Nasyonal Sosyalistlerin Amerika önderliğindeki müttefik kuvvetlerine yenilmesinin ardından köşe bucak kaçmaya çalışan Nazi hareketinin ileri gelenlerinin özellikle Güney Amerika ve Arap ülkelerine kaçışında da kilisenin ve din adamlarının önemli rolü oldu.

INDEX’İN KALDIRILMASI

14 Haziran 1966’da Papa VI. Paul döneminde Vatikan’ın Yasak Kitaplar Listesi kaldırıldı. Liste, 1512’den en son güncellendiği tarih olan 1948’e kadar 40’tan fazla kez yenilenmişti (Hugo, 1959). 4 bin yazarın 6 binden fazla eserini ihtiva eden liste, Avrupa kültür hayatına damga vuran en önemli listeydi. İlginçtir, kaldırılmasındaki en büyük gerekçe, özgürlükçe düşünce veya toleranstan ziyade, artık bu tip bir bağlayıcılığın imkansız olması ve yeni yayınların sayısındaki büyük artış idi. 1966’dan itibaren Katoliklerin artık kitap okuma özgürlüğüne kavuştuğunu düşünmek mümkün. Ancak halen Opus Dei gibi ultra tutucu Hristiyan cemaatlerinin bu listeyi gayri resmi olarak yaşattığı ve hatta düzenli olarak güncellediği biliniyor. Uluslararası bir fenomen olan Dan Brown’ın Bestseller’i Sakrileg, Opus Dei’nin okumayı sakıncalı bulduğu kitaplar arasındaki son güncel eserlerden sadece biri.  Opu Dei tarikatının yasak kitaplar listesi Vatikan’a göre oldukça uzun. Tamı tamına 60 bin 541 kitap kara listede bulunuyor. Üstelik tarikat bunu, İncil’deki bir ayete dayındırıyor; “You shall know the truth, and the truth shall make your free.”

Tarikata göre, “özgür yapacak olan gerçeğin” bilinmesi, ancak liste dışındaki kitapları okumaktan geçiyor…

NE TÜR KİTAPLAR YASAKLANDI?

Katolik olmayan incil sürümleri

İçinde, dinin temel ilkelerine veya dine saldırıların olduğu eserler

Yazarları Katolik olmayan kitapların dini konularda yazdıkları kitaplar

İçinde Katolik inanç kurallarına saygı duyulmayan eserler

Hurafe, büyücülük, düello, boşanma ve intiharı onaylayan yazılar

Masonların yazıları

Şehvetli veya iffetsiz içerikli kitaplar

KARA LİSTEYE GİREN MEŞHUR KİTAPLARDAN BAZILARI

1) Introductio ad theologiam (12. yy., Teolojiye Giriş)

Fransız Filozof Pierre Abaillard (1079 – 1142)’ın yazıları 1140’da Index’e alındı. Papa III. Innozenz biraz daha ileri giderek, Abaillardeschen’in eserlerinin yakılmasını emretti.

2) De Monarchia (14. yy öncesi., Monarşi üzerine)

İtalyan şair Dante Alighieri Monarşi Üzerine adlı bilimsel eserinde, Kralların görevi Papa yerine direkt Tanrı’dan aldığını iddia ettiği için, “Tanrı’nın o zamanki yeryüzündeki temsilcisi” tarafından 1559’da Index’e dahil edildi.

3) Il Decamerone (1349 - 1353, Romanlar Kolleksiyonu)

Aynı yıl Papa, İtalyan Giovanni Boccaccio (1313-1375)’nun roman kolleksiyonunu alarak bir takım değişiklikler yapılmasını talep etti. Yapılan değişiklerin ardından yeni sayıların basılması mümkün olabildi.

4) Les Essais (1580 - 1588, Denemeler)

Ünlü Fransız Deneme yazarı Michel de Montaigne (1533-1592)’in eserlerinin nisbeten basılmasına izin verilmesi tam yaklaşık 100 yıl süren bir zaman gerektirdi. 1676’ya kadar Montaigne’nin Denemeleri yasaktı.

5) Meditationes de prima philosophia (1641, İlk Felsefe üzerine Meditasyonlar)

1665 tarihinde Kilise Fransız filozof Rene Descartes (1596-1650)’in eserleri Index’e alındı.

6) A Sentimental Journey through France and Italy (1768, Frans ve İtalya içinden duygusal yolculuk)

İngiliz yazar Laurence Sterne (1713 - 1768)’nin eseri kötü olmaya yeterliydi, ancak İtalyanca’ya çevirisi daha da kötü idi. Roma, İtalyanca nüshayı 1819’da bu nedenle Index’e almayı tercih etti.

7) Reisebilder (1826 - 1831): Seyahat resimleri

1836’da Heinrich Heine (1797 - 1856)’nın kitaplarından 3’ü Index’e alındı, bunlar arasında Seyahat resimleri de vardı.

8) Madame Bovary (1856)

Gustav Flaubert (1821 - 1880)’un ünlü eseri de 1864’te Kilise’nin Index’ine alındı.

9) Les misérables (1862, Sefiller)

Victor Hugo (1802 - 1885)’nun ünlü eseri de,  içerisinde küfür ve Tanrısızlık olduğu için 1864’te Index’e alındı.

Kaynakça:

Çelebi, İ. (7-12 1997). İbn Kasi ve Hal’un-Na’leyn adlı eseri. İlam Araştırma Dergisi , 2 (2).

Die Geheimakten der deutschen Geschichte. (2 2014). Hörzu Wissen , 20 – 28.

Eisner, P. (2013). The Pope’s Last Crusade – How an American Jesuit Helped Pope Pius XI’s Campaign to Stop Hitler. New York: William Morrow.

Goldziher, I. (1920). Die Richtungen der Islamischen Koranauslegung. Brill Verlag.

Hugo, E.-A. (1959 – 8-5). Hugo wird rehabilitiert. Der Spiegel , 43.

jewishvirtuallibrary.org. (kein Datum). jewishvirtuallibrary.org. Abgerufen am 2. 11 2014 von jewishvirtuallibrary.org:

https://www.jewishvirtuallibrary.org/jsource/Holocaust/MengeleIPUReport.html

Kertzer, D. I. (2014). The Pope and Mussolini – The Secret History of Pius XI and the rise of fascism in Europa. New York: RANDOM HOUSE .

Klawitter, N. (2012). “Geistige Vernechtung”. Der Spiegel Geschichte (4), S. 92-93.

Liborius.de. (25. 10 2014). liborius.de. Abgerufen am 25. 10 2014 von Glauben und Wissen: https://www.liborius.de/wissen/die-schwarze-liste-des-vatikans.html

Vom Vatikan verbotene Bücher. (2010 йил 7-11). From https://cbuecherkiste.de/:

Wolf, H. (2006). Index, Der Vatikan und die verbotenen Bücher. München.

Vom Vatikan verbotene Bücher

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

İlk Siz Haberdar Olun!

Abone ol butonuna basarak, Gizlilik Politikası ve Kullanım Koşulları'nı okuduğunuzu ve kabul ettiğinizi onaylıyorsunuz.