İyiyi kötüden öğrenmek!

Foto: Shutterstock.com

Sabri Uçar Çalışkan

Hayat, insanı en çok acıyla eğitir. Sancısız bir dönüşüm mümkün değildir; çünkü insan en çok, zorun pençesinde kalmışken kendini tanır. Çaresizlik bir öğretmendir, kimi zaman zalim kimi zaman da bilge bir dost. O öğretmenin verdiği dersler, kitaplarda yazmaz, başkalarının dilinden duyulmaz. Çünkü her yara, yalnızca sahibine aittir ve onu iyileştirmek de o sahibin yüküdür.

Zor dediğimiz şey, insanın tüm kabuklarını soyar. Maddeden manaya geçişin, en derinlerde saklı duyguları gün yüzüne çıkarmanın tek yolu budur. Hayatın kolay zamanları öğretmez; çünkü huzur ve rahatlık insanı uyuşturur. Oysa acı, uyandırır. Uykudan uyandığımızda ise karşımıza çıkan o çıplak gerçekliktir; ne kadar güçlü olduğumuzu ya da ne kadar kırılgan olduğumuzu ancak o zaman fark ederiz.

Her zor dönemin ardından, insan kendine bir söz verir: “Bir daha asla böyle bir duruma düşmeyeceğim.” İşte bu, derslerin başladığı andır. O sözle birlikte alınan kararlar, o gün atılan prensip tohumları, bir insanın karakter ağacını oluşturur. Eğer insan dürüstse ve kendine karşı yeterince cesursa, bu prensiplerden ödün vermez. Çünkü zor öğrenilmiş bir dersin maliyeti, insana ikinci kez ödenemeyecek kadar ağır gelir.

Kötü, insanın aynasıdır. İhanet, güvensizlik, kayıp ya da hayal kırıklığı… Bunlar yalnızca başımıza gelen olaylar değildir; bunlar, bizim zayıf noktalarımızı görmemizi sağlayan işaretlerdir. Bir insan, en çok neyin acısını çekiyorsa, o acının ardında mutlaka bir özlem, bir korku ya da bir eksiklik yatar. Hayat, bu eksiklikleri gidermek için bizi sürekli aynı döngülere sokar. Aynı hataları yaparız, aynı insanları severiz, aynı hayal kırıklıklarını yaşarız. Ve bir gün, fark ederiz: “Demek ki dersimi henüz almadım.” İşte, kötü bu yüzden var; ders alınmadıkça, öğretmeye devam eder.

Zorluklardan çıkan prensipler, insanın kılavuzudur. Bir fırtına nasıl bir kayayı şekillendirirse, acılar da insanı öyle şekillendirir. Bu prensipler, rastgele alınmış kararlar değildir. Onlar, bir bedel karşılığında kazanılmıştır. Ve insan, bir bedel ödediği şeyi kolay kolay bırakmaz.

• İhanete uğramış bir insan, güvenini dağıtmayı öğrenir. “Herkese inanmamak” prensibi, yaşadığı bir ihanetten doğar.

• Bir sevdiğini kaybeden, geride kalanlara daha sıkı sarılmayı öğrenir. “Bugün sevdiklerime değer vereceğim” kararı, bir kayıptan alınan dersin sonucudur.

• Maddi bir çöküş yaşayan insan, bir daha aynı hatayı yapmamak için sabrı öğrenir. “Ayağımı yorganıma göre uzatacağım” ilkesi, geçmişin acı tecrübeleriyle dokunur.

Bu prensipler kişisel ve derindir; çünkü herkesin yarası kendine özgüdür. Aynı olay, iki farklı insanda iki farklı iz bırakabilir. İşte bu yüzden, zorun ve kötünün öğrettikleri, kişisel yolculuğumuzun en kıymetli hazineleridir.

Kötülük ve Zorluk Karşısında İnsan Olmak

Acının en büyük öğretisi, insanı insan yapmasıdır. Hiçbir şey, bir insanın başka birinin acısını anlaması kadar derin bir empati yaratamaz. Yaşadığı zorlukların ardından, eğer insan kendini karanlık bir intikam yerine aydınlık bir merhamete teslim ederse, o zaman gerçekten öğrenmiş olur. Çünkü asıl güç, yaşadığın acıyı bir başkasına vermek değil, o acıyı şefkatle bir iyilik hareketine dönüştürmektir.

Zor ve kötü, bazen bir insanı sertleştirir, kimi zaman da inceltir. Bir insan, yıkıcı bir kötülüğün ardından ya duvarlar örer ya da kapılar açar. Bazen öfkesine yenilir, bazen de yüreğindeki iyilik galip gelir. Ama nihayetinde, bu seçimlerin her biri, insanın kim olduğunu belirler. Çünkü insan, yalnızca yaşadığı şeylerden değil, yaşadıklarına verdiği tepkilerden de öğrenir.

Hayat bir öğretmendir, acı ise onun en keskin kalemi. Bu kalemle yazılan dersler, silinmez. İnsanın hayatı boyunca taşıdığı en değerli şey, o zorlu sınavların ardından yazılan bu prensiplerdir. Çünkü bu prensipler, sadece yaşamış olmanın değil, gerçekten anlamış olmanın kanıtıdır.

Bu yüzden, her zorluğun içinde bir anlam, her kötülüğün ardında bir ders vardır. İnsan zordan ve kötüden öğrenir; çünkü ancak karanlıkta ışığın kıymeti anlaşılır. Ve bu öğrenme, yalnızca yaşamda daha güçlü olmak için değil, aynı zamanda daha insan olmak içindir.

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

İlk Siz Haberdar Olun!

Abone ol butonuna basarak, Gizlilik Politikası ve Kullanım Koşulları'nı okuduğunuzu ve kabul ettiğinizi onaylıyorsunuz.