Röportaj: Mehmet Yıldız
Haydar bey sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Ben Haydar Işık. 1982 yılında Malatya’da doğdum. Lise eğitimime kadar Malatya’da yaşadım, sonrasında İstanbul’a taşındım. Hayat mücadelesine sokak kitapçılığı yaparak başladım. Kitaplarla kurduğum bağ, beni zamanla sanatla buluşturdu. 2008 yılında kendi yapım şirketim 11K Yapım Film Sanayi’yi kurarak sinema sektörüne profesyonel olarak adım attım. O zamandan bu yana birçok sinema ve televizyon projesinde yönetmen olarak yer aldım. Şu anda da İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon ve Sinema bölümünde üniversite eğitimime devam ediyorum.
Eğitimime, sahada yıllar süren deneyimden sonra başladım. Üniversiteye başlamadan önce 8 film ve yüzlerce reklam klibi çektim. Eğitim sürecim, pratik bilgilerimi akademik çerçevede sorgulamamı ve pekiştirmemi sağladı. Teorik altyapı ile sahadaki gözlem ve becerilerimi birleştirerek daha donanımlı bir yönetmen olmayı hedefliyorum.

Sinemaya merakınız ve giriş şekliniz nasıl oldu?
Sinemaya olan ilgim kitaplar ve hikâyeler aracılığıyla başladı. Okuduklarımın etkisiyle sinemaya bir izleyici olarak değil, üretici olarak yaklaşmaya başladım. Bu ilgi zamanla beni yönetmenliğe yönlendirdi. İlk başta amatör bir merak olarak başlayan bu ilgim, zamanla profesyonel bir tutkuya dönüştü.
Yönetmen olmadan önce sinema ile ilişkiniz nasıldı?
Sinemaya ilk adımımı izleyici olarak attım, ardından içerik üretimine olan ilgim arttıkça projelerin yapım sürecine dahil oldum. Yönetmenlikten önce herhangi bir teknik alanda değil, daha çok organizasyonel ve yaratıcı süreçlerde yer aldım.
Daha önce yapımında katkınız olan film veya dizi var mı?
Evet, bugüne kadar 8 sinema filmi ve yüzlerce reklam klibi çektim. Kanal D Dijital’e 13 bölümlük bir dizi projesi gerçekleştirdim. Ayrıca Kutay isimli bir dizinin ilk bölümünü çektim. Ancak daha çok sinema alanında üretim yapmayı tercih ediyorum; çünkü bu alanda kendimi daha özgür ve yaratıcı hissediyorum.
Sinemada mekân seçimi neden önemlidir?
Mekânlar, hikâyenin atmosferini tamamlayan unsurlardır. Gerçekliği yansıtan, karakterlerin iç dünyasını destekleyen ve izleyicide duygu uyandıran mekânları tercih ederim.
Renk, bir filmde sessizce konuşan bir unsurdur. Genellikle doğal ve yalın tonları kullanmayı tercih ederim. Abartılı renk paletlerinden ziyade, hikâyeyi destekleyen gerçekçi bir görsel yapı benim önceliğimdir. Oyuncuda aradığım şey, role içtenlikle yaklaşabilmesi. Deneyimli ya da yeni yüzler fark etmez; önemli olan rolü hissedip seyirciye geçirebilmesidir. Samimiyet benim için en önemli kriterdir.
Son filminiz ve konusu hakkında bilgi verebilir misiniz?
Son filmimde, kendisini popüler kültüre yenilmiş bir estetik cerrahını anlattım. İnsan bedensel olarak güzelleşebilir ama içsel olarak bir güzellik yoksa hayatı tümüyle ıskalamıştır. Buradaki karakterde kendini hayatın gösteri kültürüne adamış, köklerinden kopmuş bir kadını anlatıyorum. Ona içsel bir dönüşüm için yeni bir perspektif sundum. Seyirciye, güzelliğin sadece dışa yansıyan bir kavram olmadığını, içsel dünyadaki derinliklerin de bir o kadar önemli olduğunu anlatmayı hedefledim.
Türk sinemasının son durumu hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Türk sineması içerik anlamında güçlü ama yapısal sorunlarla boğuşuyor. Dağıtım, destek ve görünürlük konusunda eksikler var. Dijital platformlar yeni alanlar açtı fakat salon kültürü zayıflamaya başladı. Yine de üretmeye devam eden genç sinemacılar umut verici.
Malatya Film Festivali’nde festival direktörlüğü yaptınız. Bunun dışında başka festivallerde görev aldınız mı?
Evet, Malatya Film Festivali’nde direktörlük yaptım. Bu görev, memleketime sanatsal katkı sunmak açısından çok anlamlıydı. Ayrıca çeşitli çalıştaylarda danışmanlık yaptım.
Türk ve Dünya sinemasında örnek aldığınız, beğendiğiniz yönetmenler ve oyuncular kimlerdir?
Yönetmen adı vermek istemiyorum. Ancak “Sevmek Zamanı” ve “Bisiklet Hırsızları” filmleri benim için özel bir yere sahiptir. Bu filmleri ayrı bir şekilde severim. Türk ve dünya sinemasındaki tüm filmler kıymetlidir ama “Sevmek Zamanı” ve “Bisiklet Hırsızları” gibi eserler bende özel bir yer tutar.






