‘Sol tarafımdan’ kalktım muhtemelen bugün… Kızgınlık ve terslik ifade eden her şey sol’a atfedilmiş. ‘Sol el ile yazmaya’ başladığımda bile elime vurularak sağlak yapılmış ben ki uğursuz sayılan hallerdendi, sözlerimizdeki sağ sağlatımına takmış durumda… Neden SAĞ ile ilgili dilini kullandığım bu ülkede bile ‘Right’ olma şansı sağ’a tanınmış? Çünkü insanlık tarihi kadar eski. Kavimler göçü kadar. Taaa Orta Doğu veya Orta Asya’dan beri sağa giderek yayılan insanlık kadar belki de…

Durum bu olunca ‘Sen benim sağ kolumsun’ ifadesi, tarihsel ve kültürel kökenleriyle birlikte, özellikle sağa eğilimli politik konjonktürde de belirli sembolik ve ideolojik anlamlar taşımış. Güven ve dayanışma için sağ’lam birliktelikler sağlayarak kurulmuş. Bu ifade, bir liderin en güvenilir ve vazgeçilmez yardımcısına atıfta bulunur. Sağ el, tarih boyunca beceri, güç ve doğrulukla ilişkilendirilmiş; bu nedenle ‘sağ kol’ olmak, lider için kritik bir destek unsuru gibi değerlendirilmiş.

Sağ elin üstünlüğü, insan kültürlerinde yerleşik bir inançtır. Sağ elin aktif ve güçlü olması, insanların doğuştan gelen yetenek ve sorumluluk duygusuyla örtüşür. Sağa Eğilimli Politik Konjonktürde Anlamı da var. Geleneksel Değerler ve Hiyerarşi’de sağa meyilli. Sağ eğilimli politik akımlar genellikle gelenek, düzen ve hiyerarşiyi ön planda tutar. Bu bağlamda, ‘sağ kol’ ifadesi, liderin en güvenilir yardımcısının aynı zamanda ideolojik bir temsilcisi olarak görülür. Bu kişi, hem taktiksel hem de kültürel anlamda liderin sağ kolu olarak, mevcut düzeni ve değerleri koruma görevini üstlenir.

Birlik Mesajı sağ kol’a kalmış 🙂 Sağ kol olmak, sadece işlevsel bir destek değil, aynı zamanda liderin politik vizyonunu paylaşan ve onu güçlendiren bir sembol. Sağ eğilimli siyasi söylemde, bu tür ifadeler, birlik, sadakat ve milli değerlere bağlılık gibi kavramları vurgulamak için sıklıkla kullanılır. Sağ kol ifadesi, güç dengeleri ve lider-yardımcı ilişkisini pekiştirirken, sağ eğilimli bir konjonktürde otoritenin ve liderliğin simgesi olarak da algılanabilir. Bu bağlamda, liderin en yetkin ve güçlü yardımcısı olarak kabul edilen ‘sağ kol’, hem politik hem de kültürel açıdan bir üstünlüğün göstergesidir. Sağ’lamdır velhasılı.

Peki biyolojik bir doğruluğu var mı? Biyolojik olarak sağ tarafın üstün olduğunu söylemek yanıltıcı… Bunun için size bir kaç terimi anlatayım:

• Beyin Lateralizasyonu: İnsan beyninde sol ve sağ yarım küre farklı işlevlere sahiptir. Örneğin, sol yarımküre genellikle dil, mantık ve analitik işlemlerle ilişkilendirilirken; sağ yarımküre, görsel-uzamsal yetenekler, yaratıcılık ve duyusal bütünlük açısından önem taşır. Bu ayrım, her iki yarımkürenin birbirini tamamlayıcı şekilde çalıştığını gösterir, üstünlükten ziyade farklılıkları vurgular.

• Sağ Elin Yaygınlığı: Dünya genelinde nüfusun yaklaşık %90’ı sağ elini tercih eder. Bu durum, evrimsel, genetik ve çevresel etkenlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Sağ el kullanımı, bazı kültürlerde ‘doğru’ veya ‘üstün’ olarak yorumlanabilse de, bu tercih biyolojik işlevsellik açısından bir üstünlük anlamına gelmez.

• Fonksiyonel Eşitlik: Vücut, sol ve sağ taraf arasında genel bir dengeye sahiptir. Her iki taraf da hayati organları ve kas gruplarını barındırır; yani, her iki tarafın da görevleri ve önemi eşit derecede kritiktir. Sağ tarafın daha fazla tercih edilmesi, biyolojik üstünlük değil, adaptif bir özellik olarak değerlendirilebilir.

Bu nedenlerle, sağ tarafın biyolojik olarak üstün olduğu iddiası bilimsel verilerle desteklenemez. Her iki tarafın da farklı ancak tamamlayıcı işlevleri bulunur; dolayısıyla ‘üstünlük’ kavramı burada daha çok kültürel ve sembolik anlamda değerlendirilebilir.

Yani… Sol ya da sağ tarafınızdan kalkmanız ya da sağa eğilimli bir dünya eşya modellerinde yaşamanız ya da sözünüze bile sağ tarafın musallat olması, sağ politik görüşlerde olmanıza sebep değil! :)) Ama oluyor…