Bugün geçmişe dalıp gittim.
Platform adlı dergimizin stresli zamanları…
Ekonomik durgunluk..
Kalite endişemiz nedeniyle herkesten reklam almamak gibi bir prensibimizin yol açtığı sıkıntılar…
Hepsini daha dün gibi hatırlıyorum.
Mercedes, Türk Telekom, Alman Postası (Deutsche Post), Kia, Ay Yıldız, Türk Hava Yolları, Goethe Enstitüsü (Goethe Institut) gibi seçkin kurumlardan aldığımız reklamlarla dergiyi döndürmeye çalışıyorduk. Haliyle sıkıntılar da oluyordu. Sayı başı maliyetimiz 20 bin Euro’yu geçiyordu. Çok sıkılıyor, bunalıyorduk.
Ama en iyi bildiğimiz işi, müthiş bir tutku ile yapıyorduk ve yollar bir şekilde açılıveriyordu…
Frankfurt Kitap Fuarı’nda kendisiyle tanışma ve röportaj yapma imkanı bulduğum Paulo Coelho’nun çok güzel bir sözü var: “Bir şeyi gerçekten isterseniz, bütün evren onu gerçekleştirmek için iş birliği yapar.”
Diğer taraftan başka bir bilge; Halil Cibran‘ın enfes bir satırı benim bütün hayallerime eşlik etmiştir hep: “Mutlaka bir hazine bulacaksın. Ama bir çiftçinin inancıyla toprağı kazmalısın.”
Zaman zaman hüzünlensem, kırılsam, kırgınlıklarım altında kalsam da, toprak olduğu sürece bir “çiftçi” inancı ve umudu ile işime sarıldım.
Ne kadar kırılsak, yorulsak da yola devam edeceğiz. Tarık bin Ziyad‘ın Cebelitarık’ta gemileri “geri dönmemek için” yakması gibi; belki gömüleceğimiz sulara tutunacağız.
Bu da geçer…