Almanların da bir Ekrem’i vardı!

Eberlein’in kasabası, maden işçilerinin yoğun olduğu ve geleneksel olarak sol görüşlü olan bir bölgede bulunuyordu. Bu nedenle rejimin ideal bir “vitrin kasabası” olarak görülüyordu. Ancak Eberlein’in vizyonu, Moskova ve Doğu Berlin’den gelen katı direktiflere her zaman uymuyordu.
ADN-ZB Kluge 2.7.1987-A-BRD: Werner Eberlein in Niedersachsen-Der Oberbürgermeister Hannovers und Vorsitzende des" Deutschen Städtstages" der BRD, Herbert Schmalstieg (SPD, r.) empfing die in Niedersachsen weilende SED-Delegation unter Leitung von Werner Eberlein, Mitglied des Politbüros des ZK und 1. Sekretär der Bezirksleitung Madgeburg der SED (M.) zu einem Gespräch. L.: Ewald Moldt, Leiter der Ständigen Vertretung der DDR in der BRD."

Doğu Almanya zamanı…

Berlin Duvarı henüz yıkılmamış. O, 1950’lerin başında Saksonyalı küçük bir kasaba olan Wolkenstein’ın belediye başkanı olarak göreve başladığında, DDR henüz kuruluş aşamasındaydı. Eğitimli bir mühendisti ve savaş sonrası yıkımdan çıkan bir şehri yeniden inşa etme vizyonuyla seçilmişti. Başlangıçta parti yetkililerinin güvenini kazanmış, hatta “sosyalist kent planlaması” konusundaki yenilikçi fikirleriyle övgü almıştı.

O büyük övgüleri alan Werner Eberlein’dı. 

Eberlein’in kasabası, maden işçilerinin yoğun olduğu ve geleneksel olarak sol görüşlü olan bir bölgede bulunuyordu. Bu nedenle rejimin ideal bir “vitrin kasabası” olarak görülüyordu. Ancak Eberlein‘in vizyonu, Moskova ve Doğu Berlin’den gelen katı direktiflere her zaman uymuyordu.

1953 yılında, Doğu Almanya’da işçi ayaklanmaları patlak verdiğinde, Eberlein‘in tavrı parti yetkililerini endişelendirmeye başladı. Kasabasındaki işçilerin talepleri karşısında uzlaşmacı bir tutum sergilemiş, hatta bazı yerel sorunları çözmek için işçi komiteleriyle diyalog kurmaya çalışmıştı. 

Bütün bu diyaloglar tabii ki, merkezi otoriteyi rahatsız eden “tehlikeli hareketler”di.

Stasi (Devlet Güvenlik Bakanlığı) raporlarına göre, Eberlein şu sözleri söylemişti: “Bir şehri yönetmek, halkı dinlemeden mümkün değildir. Bizi seçen insanların sesi, Moskova’dan gelen talimatlardan daha değerlidir.”

Werner Eberlein‘in sonunu getiren olay, 1955 yılında gerçekleşti. Doğu Almanya’nın katı konut politikasını eleştiren ve yerel ihtiyaçlara göre daha esnek bir yaklaşım öneren bir memorandumu, parti içi kanallardan Berlin’e iletmişti. Memorandum, partinin yerel yönetimlerdeki otoritesini zayıflatacak öneriler içeriyordu:

  1. Konut tahsisinde yerel komitelere daha fazla yetki verilmesi
  2. Sanayi projelerinin çevresel etkilerinin değerlendirilmesi
  3. Yerel kültürel mirası korumak için bazı merkezî planlama direktiflerinden muafiyet talep edilmesi

Belge, Stasi’nin eline geçti ve Eberlein hakkında kapsamlı bir soruşturma başlatıldı. Sadece üç hafta içinde, SED Merkez Komitesi’nden bir heyet Wolkenstein’a geldi ve Eberlein’i “revizyonizm” ve “burjuva demokratik eğilimleri” ile suçlayan bir rapor hazırladı.

Eberlein’in görevden alınması, Doğu Alman Cumhuriyeti’nin tipik şovlarından biri oldu. 1955 Ekim ayında, kasaba meydanında düzenlenen zorunlu bir halk toplantısında, SED Bölge Sekreteri Alfred Kurella tarafından parti karşıtı faaliyetleri nedeniyle açıkça suçlandı ve “halk düşmanı” ilan edildi.

Görgü tanıklarının anlattıklarına göre, Eberlein kendini savunmak için söz istediğinde mikrofonu kapatıldı ve iki Stasi görevlisi tarafından platformdan uzaklaştırıldı. Aynı gün evinden alınarak Dresden’deki Stasi merkezine götürüldü.

Bir Hayalin Sonu

Eberlein‘in ailesi, onun “politik eğitim” için bir kampa gönderildiği bilgisini aldı. Gerçekte ise Bautzen’deki ünlü siyasi mahkûmlar hapishanesinde tutuluyordu. Burada üç yılını geçirdi, sürekli sorgulamalar ve ideolojik “düzeltme” seanslarına maruz kaldı.

1958’de serbest bırakıldığında, artık eski Werner Eberlein değildi. Bir fabrikada vasıfsız işçi olarak çalışmasına izin verildi, ancak herhangi bir kamusal pozisyon alması yasaklandı. Stasi ajanları tarafından sürekli izlenen Eberlein, 1961’de Berlin Duvarı’nın inşasından sonra Batı’ya kaçma şansını da kaybetti.

Belki de hikâyenin en ilginç yanı, Eberlein’in oğlu Wolfgang’ın, babasının yaşadıklarına rağmen, rejime sadık kalarak yükselişi ve sonunda Doğu Alman diplomatik servisinde önemli görevlere gelmesiydi.

Werner Eberlein, Berlin Duvarı’nın yıkılışını görecek kadar yaşadı. 1989’daki barışçıl devrimden sonra, hikâyesi yeniden ortaya çıktı ve Stasi arşivlerinin açılmasıyla belgelendi. 

Werner Eberlein, 11 Ekim 2002’de hayatını kaybetti. Geride doğruları söyleyen ve bu uğurda “halk düşmanı” olarak anılmayı ve yıllar sonra “vasıfsız bir işçi olarak” çalışmasına izin verilen sıradan biri olmayı göze almıştı. 

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

İlk Siz Haberdar Olun!

Abone ol butonuna basarak, Gizlilik Politikası ve Kullanım Koşulları'nı okuduğunuzu ve kabul ettiğinizi onaylıyorsunuz.